Tıbbın babası Hipokrat ‘’Bütün hastalıklar bağırsakta başlar’’ sözüyle milattan önce bağırsak sağlığının önemine dikkat çekmiştir. Günümüzde yapılan çalışmalar da bunu desteklemektedir. Beslenme alışkanlıklarımız (diyetimiz) bağırsak mikrobiyotamızın içeriğini ve işlevini etkiler. Uygulanan diyet, bağırsak mikrobiyotası üzerinde uzun vadeli seçici bir baskı uygular. Batı tarzı beslenme modeli, bağırsak mikrobiyotası üzerinde olumsuz etkilere neden olurken, Akdeniz ve vejetaryen beslenme modelleri tam tersi etki yaparak sağlığa olumlu etki yapar.
Bağırsak sağlığı için beslenmemizde ağırlık vermemiz gerekenler probiyotik ve prebiyotiklerdir. Probiyotikleri, bağırsamızda yaşayan dost bakteriler olarak tanımlayabiliriz.Prebiyotikler ise, insanlarda sindirim enzimleri tarafından sindirilemeyen ve bazı faydalı bakteri gruplarının aktivitesini zenginleştiren kısa zincirli karbonhidratlardır. Sindirilemeyen lifler de diyebiliriz. Prebiyotik bakımından zengin sebze ve meyveler arasında yer alan enginar, kuşkonmaz, yer elması, pırasa, sarımsak, soğan ve muz mutlaka tüketilmesi gereken besinlerdir. Mikrobiyota sağlığını destekleyen besinler arasında polifenollerden zengin besinler de yer alıyor. Polifenollerden zengin besinler; yaban mersini gibi meyveler, çay, kahve, soğan, kuşkonmaz, enginar gibi sebzelerdir. Sebze ve meyvelerde bulunan hem polifenoller hem de lif bağırsak mikrobiyotasındaki dost bakterileri artırarak bağırsak sağlığına katkı sağlamaktadır.
Elma, yumurta, yeşil çay, acı biber, karabuğday, yulaf, kefir, baklagilller, bitter çikolata, yeşil yapraklı sebzeler, keten tohumu, sert kabuklu yemişler, kahve, enginar, avokado, zencefil, zerdeçal, tarçın, kimyon, rezene, kişniş, fesleğen, biberiye, kakule, kekik, zeytinyağı, keten tohumu yağı ve balık yağı bağrsakflorasına destek sağlamaktadır.
Temelde Akdeniz diyet modeli benimsemek sürdürülebilir bir bağırsak sağlığı için oldukça önemlidir. Akdeniz diyeti, mevsimine göre yerel üretilen ve en az işlenmiş besinleri tüketmeyi önerir. Zeytinyağı temel yağdır. Peynir ve yoğurt gibi süt ürünleri orta düzeyde tüketilmelidir. Meyve, sebze, tam tahıllar, bakliyat ve sert kabuklu yemişlere oldukça fazla yer verilir. Yüksek miktarda balık, az miktarda beyaz et tüketimi vardır. Kırmızı et ise nadiren olmalıdır. Şekerli atıştırmalıklar ve eklenmiş şeker içeren ürünler, işlenmiş etler, rafine besinler ve trans yağların tüketimi önerilmez.